2013'te neler oldu?
"Yine el ele oturduk masaya. Büyükçe bir balığı arkadaş ettik 20'liğin yanına. Yeşilden salatamız bol limonlu. Azcık soğandan ne çıkar deyiverdik. İnsanlar geldiler geçtiler yanımızdan, kırmızı kukuletalar takmışlardı. Her yer süslenmiş, müşterilerini bekliyordu. Kızarmış ekmeklerimiz koktu çarşıya. Yudumladık rakımızı, çokça suyu boca ettik boğazımızdan aşağı. Yine bolca muhabbet ettik. Tekrara düşmekten de çekinmeden ve her seferinde güldük. Kimse kimseyi bozmadı. Yine aşık oldum. Çünkü çok güzel baktı bana. Ben 2013'e ilk onun bakışlarında girdim. Sonra her yudumda..."
Bu yazıya 2013'ün ilk yazısının, final paragrafıyla başlamak istedim. Hülya ile rakımızı içip balığımızı yedikten sonra yeni yıla, dostumuz Evren'in küçük ev partisinde merhaba demiştik.
Yeni yıl aynı zamanda herkes için beyaz bir sayfa açmak anlamına geldiğinden, klişeyi bozmak istemedim. Pek "yapılacaklar listesi" hazırlayan bir adam olmasam da yapacaklarımı listelediğim bir çizim yaptım. Şimdi bu listeye bakarak yılın hesabını çıkarmanın ne kadar kolay olduğunu görüyorum. Bu liste dışında kalan önemli başlıkları da sıralayacağım.
Yapılacaklar listesi
Yılbaşından 37 gün sonra, 2 sene oturduğum Galata'dan, doğup büyüdüğüm Bebek'e taşındım. Kira ödemeyecek olmak, hedeflediğim yolda büyük avantaj olacaktı. Fakat aynı dönemde başlayıp yıl ortasına kadar süren diş tedavim önemli bir gidere dönüşünce işler değişti. Konu sağlık olunca ekonomik hedefi tutturamamış olmayı çok kafaya takmadım. Yine de küçük bir tasarrufu kenara ayırabildim.
Ayrıca Bebek'te oturuyor olmak, sabah yürüyüşleri, sahil koşuları veya parkta spor yapmak gibi bir şansı sunuyordu ki bu Galata'da olmayan bir şeydi. İlk bir kaç ay sabah yürüyüşlerinin faydasını çok gördüm. Sadece ter atıp, fit olmak dışında düşünmek bana en iyi gelen şeydi. Bu yürüyüşlere arkadaş edeceğim bir köpek almayı bile düşlemiştim, fakat bu kararımdan çabuk vazgeçtim. Asmalı'nın bedenime eklediği fazla kiloları ise hala atabilmiş değilim.
Bu sene bloğumdaki bir dizi resim çalışmasını kitap yapmayı da planlamıştım. Sıralayacağım birkaç nedenin, bahane olduğunun farkındayım. İlki, içinde bulunduğum sistemin, zaten şikayetçi olduğum zamansızlığa kaynak olması. İkincisi ise, baskı için hevesli görünen tek yayınevinin bana bir maliyet çıkarma refleksi. Bir üçüncü neden olarak tembelliği de sayarsam vicdanım rahat eder.
Yepyeni deneyimler
2013'te konusu çizmek ve Bodrum planlarım üzerine olan söyleşi ve röportajlar verdim. Yazıp çizdiklerimin sandığımdan daha geniş bir kitle tarafından izlendiğini bilmek çok heyecan vericiydi. Yayınların ardından daha çok insan bu etkileşime dahil oldu. Ayrıca, bu vesileyle farkında olmadan Bodrum'a harekete dair bir takvim de oluşturmuşum. Yayınları tekrar incelediğimde kendime Mart-Nisan aylarına kadar bir zaman tanıdığımı görüyorum. Bakalım zaman ne gösterecek.
Sabah Pazar - Şubat 2013 / Tıkla oku |
Time Out İstanbul - Mart 2013 / Tıkla Oku |
Boo Dergisi - Aralık 2013 / Tıkla oku |
Artık adına kendi sosyal mecramız diyebileceğim Asmalı Cavit ve cuma akşamlarını atlamamak gerek. 2012'de olduğu gibi bu yıl da, Galata'dan ayrıldıktan sonra kopmadığımız ve hemen hemen her cuma rakı başına oturduğumuz masamızda, dostlarımız kadar sosyal medya takipçilerimizi de ağırladık. Kapıdan "sizinle bir kadeh rakı içmek istedim" diye gelenlerle de kadeh kaldırıp tanıştık. Bu elle tutulur, gözle görülür iletişimin bilgisayar başında yapılanından daha iyi geldiğini söyleyebilirim. Güzel olan o masada bizimle oturanların da aynı şeyi düşünmeleriydi.
Sosyal Medya sayesinde Doğacan'ı tanıdık. Tanımadığımız bir sürü insanla yemek yedik. |
Yiyelim Güzelleşelim organizasyonlarının ikincisi Bebek'te idi. Üçüncüsü bu ay Bodrum'da |
Sosyal medya sayesinde Papatya ve Saliha ile tanıştık. Çağrı ise tasarım yaparak, beş parasız dünya turunu tamamladı |
Asmalı Cavit konuklarımız her daim vardı. Sevgili Aslı ve eşi'de bizimle kadeh kaldırdılar |
Kitaplar
Utanarak söylüyorum kitap okuyan biri değilim, az sonra okudum diye övüneceğim kitaplardan fazlasını bir ayda bitirenler olduğunu da biliyorum. Fakat bu bir seneye sığdırdığım eserleri burada paylaşmak isterim. Yeni yıla girerken Hakan Günday'ın Az'ını bitirip ardından Levent-Bebek yürüyüşlerim boyunca Bodrum'a dair yazılmış 3 kitabı arka arkaya okudum. Sırasıyla Oral Gönenç, Bodrum'da Yeniden; Baskın Oran'ın Enişte Gözüyle Bodrum; ve Dalavere Memet'in Bodrum Tarihi, Aydın Boysan Şerefe... Yürürken kitap mı okunur diye soranım çoktu ki buna cevabım basitçe evettir. Yürüdüğüm yolun iniş çıkışını, çukurunu, tümseğini neredeyse ezberledim. Ağaç, elektrik direkleri gibi sabit engellerin nerede olduğunu çok iyi biliyorum. Havaların erken kararmaya başlamasıyla bu durum değişti tabi. İstiridye Üstü Girit (Byron Ayanoğlu) elimde fazla oyalandı. Buna karşın Sema Kaygusuz'un Sultan ve Şair isimli oyunu bir solukta okundu. Şimdi ise elimde Halikarnas Balıkçısı’nın Mavi Sürgün’ü var.
Yavaş yavaş okur oluyorum |
Geride bıraktığım süre, tatil açısından da bereketliydi. Hülya ile son iki senedir gittiğimiz üzere yine Bodrum'da bir haftamızı geçirdik. Fakat ayaklarımızı uzatıp yatmak bize uygun olmadığından, bir kaç gün boyunca Gökova körfezini dolaştık. Hergün farklı bir bölgede uyanma şansını Ege çok güzel sunuyor. Bir gece kalmalı Midilli, Berlin uğramalı Nürnberg gezileri seyehatlerimizin yurt dışı ayağını oluşturuyordu. Sene sonunda Bodrum'a bir çıkarma daha var. Yiyelim Güzelleşim'in üçüncü ayağına da katılacağız.
Midilli'de kaldığımız otelde, hiç bir şey göründüğü gibi değildi. |
Vaktimiz kısıtlı olduğundan, yaptığım en güzel şey bira içip resim çizmekti. |
Nürnberg |
Burg, Nürnberg |
Berlin |
Berlin |
Gezi Parkı
2013’e asıl damgasını vuransa, hiç kuşkusuz Gezi Parkı olaylarıydı. Öyle sihirli bir şey yaşadık ki, ülke tarihine derin bir iz bırakacak, ışıltılı bir uyanışına şahit olduk. Hayatımda beni bu kadar mutlu eden bir başka şey yaşadım mı hatırlamıyorum. Bunca insanı bir arada görmek, onlarla bağırmak, alkışlamak, tencere tava çalmak ilk kez bir aidiyet duygusu yaşattı. İnsanların bir anda kenetleneceğini ve ortak bir tepki vereceğini hiç düşünemezdim. Gezi olaylarının geleceği etkilemeyeceğini sanmak sanırım ahmaklık olur. Ben de kişisel olarak böyle bir sesi bırakın anlamaya çalışmayı, kulak dahi vermeyen, gözünü kapatıp, şiddeti körükleyen hükümete, polisine ve medyaya hakkımı helal etmediğimi beyan etmiş olayım.
Çizdiklerim ve yazdıklarıma kabaca bakınca, planlarım doğrultusunda, 2013 bir pozisyon alma yılı olmuş sanki. Bodrum-İstanbul arasında kurmam gereken ekonomik köprünün çalışmaları ise 2014'te biraz daha sürecek. Bakalım zaman ne gösterecek. Lakin yeni yılı Bodrum’da karşılayacağımı sevinçle söyleyebilirim.
Harikasın sen..2014 gönlünüzce olsun .. <3
YanıtlaSilasıl sen harikasın :) 2014 yılın rengarenk geçsin...
Silheyyoooooooovvv:)
YanıtlaSilçok beğendim
:) teşekkür ederim pelin... bu vesileyle 2014'ün tüm hayal ettiklerinin gerçekleştiği bir yıl olmasını diliyorum...
SilSenin için Bodrum'u daha bol bir yıl geliyor olsun...
YanıtlaSilyapılan son tur konuşmalardan sonra şunu sevinçle müjdeleyebilirim ki galiba seneleye bodrum'luyum! :)
SilHer zamanki gibi mükemmel:))
YanıtlaSilHer zamanki gibi içtenliğine teşekkür ediyorum. Hayırlısıyla tüm ihtiyaçalrına bir an önce kavuşman dileğimle:))
YanıtlaSilCanım COKAM! Harika bir post olmuş.
YanıtlaSilteşekkür ederim Çağrı! :) sen de hoşgeldin...
Sil