Tarihi Oslo Meyhanesi
Beni başından beri huzursuz eden asıl şey çizimlere ara vermek. Hem öyle birkaç gün veya ay değil, biraz daha izin versem iki çizim arasına neredeyse bir yıl girmiş olacak. Ofiste çalışıyorken vakit bulur, canımı sıkan, şaşırtan, günlük detayları konu alan şeyler çizer, diğer bloğumda paylaşırdım. Arada sırada dönüp baktığımda her biri geçmişten birer not, yaşadığım benzer durumlara nasihat olabiliyor. Bu sefer yeni yazımın konusunu armağan ettiler bana. 2013 yılında ofiste çizdiğim resmin hikayesine dalıp gittim. Gramafonlu Meyhane 2013 Daha sonraları bu resim Tarihi Oslo Meyhanesi ismini aldı. Henüz Bodrum'a taşınmamış ama bolca hayaller kurduğum bir dönemi temsil ediyor. Küçük derme çatma meyhanenin görünen 2 masası dolu. Ortada Hülya'nın ayaküstü sohbet ettiği masanın üçüncü misafiri yeni damlamış, diğer masanın boş sandalyesini çekiyor. Hülya'nın mutfakta çalıştığını, önlüğünden tahmin etmek güç değil. Fakat servisin de bir parçası. Onu salonda hep görebil