Bozcaada
Arabalı vapurun hareket etmesiyle, yorgun yüzüme çarpan rüzgarı hep sevmişimdir. Köpüren denizi izlemek de güzeldir. Güneş, kıvamı yoğun bir turuncuyla boyar her yeri. Biz ışıkla oyalanaduralım Bozcaada'da gemiye yaklaşır usulca. Mutlaka özlemiştir o da beni. Aramızda bir bağ var sonuçta. Geyikli İskelesi Adayla ilişkim 2000’lerin başında başlar ve alınan bağ ile resmiyete bağlanır. Dolayısı ile İstanbul’dan gitmek fikri ilk kez Bozcaada’da yeşermiştir desem yalan olmaz. Atmosferi, dokusu ve yaşam ritminden midir nedir, adanın kandırıkçı bir yanı vardır. Aklı çelinir insanın. Kısa tatillerin sonunda, bağları görüp şarap yapmanın hayali herkesçe kurulur. Sokaklarında dolaşırken, kendini o güzel evlerin birinde yaşadığını hayal etmek pek eğlencelidir. Hele sonradan adaya yerleşmiş bir kaç kişiyle tanışınca “neden ben de yapamayayım ki?” diyerek iyice köpürür insanın içi. Olmadı şurada bir kafe açarız diyeni de çok duydum. Gideni de bilirim, döneni de. Müdavimi toz kondurmaz, gün