Pembe rota
Hayatımın en doğru kararlarından biri Bodrum'a taşınmaktı. Bu cesaret gerektiren karar öyle bir çırpıda alınmamış, on küsur yıla yayılan yatırımlar, vazgeçişler ve hazırlıkların sonucu çıkmıştı. Gemileri yakıp adım atmak bana göre değil, sabrımın meyvesini yemekten daha mutlu oluyorum. Dışardan bakınca kolay gibi görünen bu yer değiştirmenin metaforuydu İstanbul'dan bisikletle gelmek. Tekrarının mümkün olmayacağı, geçen onlarca yılın her bir dilimine denk düşen, inişli çıkışlı bir yolculuktu o. Zaten tekrar etmeyi hiç düşünmedim. Fakat turdan sonra da bisikletten inmek istemedim. Çünkü fena halde hayata benziyordu. Bodrum'a kaçışımın zamanla, sakin yaşamla, denemekle, vazgeçmekle nasıl bir ilgisi varsa bisikletin de yeni yerler olduğu kadar kendini keşfetmekle, çocuklukla, tutkuyla vs bir ilişkisi vardı. Her pedalda geçmişi arka tekere sardığımı, ön tekerle geleceği karşıladığımı okumaya başladım. Üstelik yön vermek benim elimdeydi... Hayat ne kadar cömert olduğunu tuttuğ