Hülya
İnişli çıkışlı uzun yolculuğum tamamlanıyor. Ardımda şehrin yoğun trafiğini, beton yapılarını bırakıp, tarlaların, derelerin, ağaçların arasından gözükecek denizi bekliyorum. Bir an evvel varma telaşı içimde kıpır kıpır. Son dönemeç ve büyük bir yokuşun inişine geçmişim gibi hissediyorum. Bu uzun yolculuğu benimle beraber çeken, paylaşan hatta bazen başa geçen biri olmasa, arada kapıldığım karamsarlıklardan zor kurtulurdum. Konfora yenilmiş insanlardan olmayı reddedip, kendimize kalkıp bir bardak su alamayacak kadar tembelleştiren her şeyden vazgeçmek cesurca görünebilir ama korkularından kaçamıyor insan. Yeni hayatla alakalı olarak geçinmek, tutunmak, alışmakla ilgili endişeler ara ara kafamda dolaşıp, çözümsüzmüşçesine düğümlere dönüşebiliyor bazen. Dolayısıyla Hülya'nın yanımda olması beni rahatlatıyor. Bu yolculuk sayesinde daha çekilir, kolay, neşeli, renkli, ışıltılı hatta mis kokulu bir hale dönüştü. Artık el ele son virajı alıyoruz birlikte. Geçtiğimiz süre elbette Hü