Pandemi yazı
Köy yolu, sağlı sollu araba dolmuş, gıcır olanın önünde Hüseyin sohbet ediyor. Bakkaldan dönüyorum selamını aldım. İlk sorduğu, ona götüreceğimi söylediğim su şişeleri oldu. Birikmiş son su şişelerini Emine Abla’ya bırakmıştım. Hüseyin’e verdiğim söz uçmuş gitmiş kafamdan. Sen dedi, birikince Ali Abi’ye bırak ben ondan alırım. Şişe dediğim 5 litrelik pet olanlar. Her ne kadar 19 litrelik büyük damacanalar ev için daha pratik ve ucuz olsa da taşındığımızdan beri 5 litrelikleri tercih ediyoruz. Bu tercih daha en başında yaşadığımız köyde insanlarla tanışmamıza vesile oldu. Gördük ki telefon açıp sipariş etmek bize bir sürü şey kaçırtıyormuş. O yüzden de hala bakkala gidip kendi suyumuzu kendimiz alırız. Kapı ağzında hâl hatır sormak, köyden haberleri dinlemek sevilmeyecek gibi değil. Bu nasıl bambaşka bir gündemin içinde yaşadığımızın farkına varmamızı sağlıyor. Mesela son bir haftada kayıp bir ineğin peşine düşmüştü insanlar. Kayıp inekle yatıp kalktılar. Bir müddet sonra ben dahi merak