Herhalde 7-8 yaşlarındaydım. O yaz İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü'ne yazdırılmıştım. Yüzmekle ilgili tecrübelerim babamın kucağında zorla denize sokulmak suretiyle olduğundan, ilk gün kalbimin küt küt attığını çok iyi hatırlıyorum. Üzerinde kocaman İYİK yazan kırmızı-mavi bir çanta, içinde iki mayo ve havlu ile annemin elindeydi. Kızıl saçlarıyla hatırladığım İbrahim Hoca karşılamıştı bizi. Hatice Sultan Yalısı'nın koridor ve soyunma odaları o gün çokça nem ve klor kokuyordu. Burnum alışana kadar da bu kokudan epey rahatsız olacaktım.
|
Hatice Sultan Yalısı'nda yüzdüm. Yanmadan önce Fehime Sultan Yalısı'da da (GOPO) okudum. |
|
Yüzmede yıldız olmadım ama kıyısından gazetede göründüm - Günaydın 1979 |
Suda ayak çırpmak, tahtayla yüzmek, nefes teknikleri vs gibi temel derslerden epey sonra, kulvara dizilme günü geldi çattı. Bir kaç çocuk kulvarlara tırmanıp gelecek direktifi beklemeye koyulduk. Büyüklerden gördüğümüz üzere zıplayıp kollarımızı da savurmuşuzdur mutlaka. O ana kadar ayaklarımızın temas ettiği, asma bir platformda çalışmıştık ve illaki bir yerlere tutunuyorduk. İbrahim Hoca'nın "hazır!" işaretiyle birlikte bize öğretildiği gibi pozisyonumuzu aldık. "Hop" komutuyla birlikte havuza darmadağın atlayan arkadaşlarım suda kayboldular. Onların aksine ben kımıldayamadım. Herkes yüzüp karşıdan çıktıktan sonra, ikinci "hazııır! hop!" sadece benim için geldi. Atlar gibi yaptım. Havuz o kadar derindi ki zırıl zırıl ağlamaktan, yarı yolda gücümün tükenmesinden ve en fecisi boğulmaktan çok korktum. Kulvardan gerisin geriye indim. Durumu sezen ama hiç ses etmeyen İbrahim Hoca suya girdi. Kulvara çıkmamı isteyip "Korkma!" dedi. Cılız bir sesle "korkmuyorum" dedim. Daha yüksek sesle söylememi istedi. Ağzımdan cılızdan hallice ve inandırıcılıktan uzak, ağızda çiğnenmiş gibi bir söz çıkınca, "3 kere korkmuyorum diye bağır ve atla" diye üsteledi. Bir an sessizlik oldu. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve haykırdım:
"Korkmuyorum, korkmuyorum, korkmuyorum..."
Cup!
Yorumlar
Yorum Gönder