Ortaya muhabbet olsun
Derinden gelen hüzünlü bir trompet sesi Galata'daki evin içine dolar; hafif bir esintinin peşinde, perdelerin arasında oyuna dalardı. İşte o zaman pencereye doğru birkaç adım atar, dışarıyı seyre dalardım. Gelen geçen, küfür eden, fotoğraf çeken, lokantaya giren, kerhaneden çıkan insanlar, su denli akar giderdi sokaklardan, zamana karışırlardı. Çıplak ayaklarımın altında ahşap çıtırtısı. Galata'da oturduğum evi özlüyorum Sokağı izleyebildiğim pencereye yürürken rabıtaların çıkardığı sesi de özledim. Avlu mutfak ve çevresi odalarla çevrili bu evde 2 sene çok çabuk geçti İbrahim Maalouf'un "Beirut"unu ne zaman dinlesem Galata geliyor aklıma. Bir nevi çentik atmak gibi bir şey sanırım. Ne bileyim, özlüyor, "biraz daha dursaydım yahu" diyorum zaman zaman. İnsanın istediği yerde yaşaması büyük nimet. Eve girmeden evvel Helvetia'da akşam yemeği yiyip, Güney'de bir bira içmek gibi basit bir program bile bana aitti. Hele Hülya ile isti...