Kayıtlar

haftasonu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

3 gün İstanbul

Resim
İstanbul seyahatlerimin %80'i işle alakalı oluyor. Bu sebeple çoğu kez yapmak isteyip kafamda kurduklarımın yanına bile yaklaşamıyorum. Antalya turu yani bayram sonrası İstanbul'da 1 hafta turist olduğumda dahi hayallerimin epey uzağında kaldım. İşin doğrusu zamanımı verimli kullanma becerisi gösteremedim. Geç kalkmalar, evden saçma saatlerde çıkmalar gün hırsızlığından başka bir şey değil. Buna engel olan koşullar ve kişiler kadar kendime de kızıyorum. Çünkü zaman kaybetmek gibi bir lüksümün olmadığı ikinci hayatımı yaşıyorum. Bence artık İstanbul'da trafik duruyor. Bu sefer Işık Festivali için cuma sabahtan yollandım İstanbul'a. Organizasyonunda imzası bulunan şirketimle bu gururu paylaşmayı kaçıramazdım. Akşam yapılacak basın toplantısının ardından 23 sanatçının Zorlu Center'daki sergilenecek çalışmaları izlenecekti. Öyle de oldu. Sergiden sonra düzenlenen partide çalışma arkadaşlarım ve müşterilerimle bol bol Bodrum, biraz da iş konuştuk. Böylece uzakta o...

Solundayım!

Resim
Sokakta büyümüş şanslı çocuklardanım ve insan ister istemez hatırlıyor. Özellikle yaz tatilleri uyanıp sokağa adım attıktan, akşam babalar işten gelip yemeğe oturana kadar eve girilmezdi. Misket kekler, ebeden saklanır, koşar, atlar, zıplardık. Arada dudak kıvırarak ekmek almaya gider, zorla öğle uykusuna yatırılırdık. Eğer eve sokulmamışsak atlanan öğün ekmek arasına sıkıştırılmış olarak elimize tutuşturulurdu. Dizimizdeki yaraların kabuklarını yolar, ter ve toz kokardık. Yatmadan evvel annemin söylenmeleri eşliğinde, derimiz soyulana kadar yıkandığımızı da söylememe gerek yok sanırım. Yazarken dahi yüzüme kocaman bir gülümseme oturuverdi. Bir dönem ise tek derdimiz, mahalledeki sınırlı sayıdaki bisiklete sıramız geldikçe binmekti. Yoğurtçu Zülfü Sokak boyunca bir aşağı bir yukarı gidip gelirdik. Ne eve çağırılmalar, ne de sofraya oturmuş baba bizi eve sokmaya yeterdi. Bisikleti öyle çok sevmiştik ki annelerimiz "Oğlum taşmanlarınız ezilecek... İlerde çocuğunuz olmayacak......

Şiirsel nezaket

Resim
Geçtiğimiz hafta sonunu Fethiye Hillside Beach Club'ta geçirdim. Bunu duyan ve beni tanıyan kimi arkadaşım, şakayla karışık takıldılar. Mütevazi biri olarak gözüküp, lüks mekanlardan çıkmıyorum diye. Mütevazilik ile ilgili yorumum yazının içinde saklı. Tasarım hizmeti verdiğim müşterilerimden olan Hillside ile 7 seneyi aşkın süredir çalışıyorum. Ayrıca müşterim olmasından öte, iki günlük misafiri olarak bu yazıyı kaleme aldığımı da belirteyim. Beni iyi hissettiren şeylerin, müşterime övgü adı altında güme gitmesini istemem. Sabiha Gökçen'den 19:00 uçağıyla uçtum. Bu da uçaktan canlı yayın bir karalama Normal şartlarda Beach Club'ta tatil yapmak aklımın ucundan geçmez. Zaten gitmeye karar vermiş olsam da bir kaç kez düşünmem gerekir. Boyumu aşacak maddi bir yükü olurdu sonuçta. Daha önce iki kez, beraber çalıştıkları firmalar için hazırladıkları, kapanış organizasyonlarına katılmıştım. Ancak bu kez, kulübü sezon içinde de görmemin iyi olacağını düşünüp davet ettiler. ...