İçinden bisiklet geçen yazı

Her defasında bu bir bisiklet güncesi değildir diyorum ama son dönemde, iki tekerin beni hikayeden hikayeye koşturduğu da bir gerçek. O yüzden içinden bisiklet geçen tüm yazılarımda teknik meselelerden çok doğurduğu duyguya odaklanmaya dikkat ediyorum. İster 15-20 bin liralık, ister Migros'ta satılan bir bisiklete binin dalından dut, incir veya böğürtlen yemenin duygusu değişmiyor. Bu belki "nasıl bir bisiklet alayım" sorularına da yanıt olur. İnanın bisikletten sandığınız kadar anlamıyorum. Hani bana "vites takımın ne marka?" derseniz size öylece bakarım. Bu konuda bisiklet dükkanları sizi en doğru yönlendirecek yerlerdir diyerek asıl konuya geçelim. Lakin dedim ya, Bodrum'a taşındığımızdan beri bisiklet hayatımda önemli bir yer tutuyor. Bisikletsiz bir yazı yazmasam da ayıp oluyor. Gerçi ben sadece İstanbul'dan buralara gelmek için sele üstüne çıkmıştım ama zamanla ben bisikleti, bisiklet de beni sevdi ki pazar alışverişleri, eş dost ziyareti, sabah ...