Kendini kandırma tarihi

Bazen ay tek başına, her yeri berrak bir ışıkla çiziyor. Her bir detayı kontür kontür dolaşıyor. Verandanın çıplak ve yalnız ampulünü çalıştırmanın alemi yok. Ampüle aşık bir kaç yakarca aya doğru uçmaya kalkar mı bilmiyorum. Daha önce yola çıkmış olanlar illaki vardır diye hayal ettim. Ay güzel yüzünü saklayana dek tırmanmışlardır arşa. Belki ulaşanlar da olmuştur. Bunları düşünürken dalıp gitmişim. O akşam altında ışığıyla yıkandığımız dolunay, Temmuz ayının ikinci dolunayı idi. İşte bu ikinci dolunayın adı otomatikman mavi ay oluyor. Bir çeşit tabir, ünvan denilebilir. Tek özelliği kendini aynı ay içine sıkıştırabilmiş olması.

Birbirimizi kandırmaktan geçtim, kendimizi kandırmasak bari.

Bütün gün medyada anonsları ve maviye boyanmış fotograflarıyla servis edildi Temmuz'un ikinci dolunayı. Atılan koyu başlıklarının altında, her ne kadar bunun bir tabir olduğu yazılmış olsa da kimse okumadı elbet. İnsan inanmak istediğine inanıyor. Daha önce böyle zil zurna paylaşımlar olduğunu hatırlamıyorum. Akabinde sosyal medya üzerinde birbirinin mavi ayını kutlayan insanlar izledim. Bundan medet uman çaresizlerin notlarını okudum. Şaraplar açıp kutlayıp, ayı mavi görmeyi ümit edenlerin hayal kırıklıklarını sonra. Cevap alamayacağını bildiği halde ortaya, "Neden ay mavi değil?" diye soranlara güldüm. Keşke insana yakarcanın kandığı ışık yetseydi. Mavisini bekleyeceği yerde keşke sadece o parlak ışığa aşık olabilseydi. Ama yetmiyor... Yetse, belki o zaman kanatlanacak, parlak ışığa tutunup uçabilecekti.

***

Çok kalmadı, yakında Kasım'da aşkın başka olduğunu haykıracak insanoğlu. Peşinden kırmızı dondan medet umacak.  Bulamayınca da suçu Merkür'e atıp kurtulacaklar. Telefondan birbirlerine enerji gönderenler olduğunu bile duymuştum. Hoş olsunlar. Onun yükseleniyle bunun alçanını karşılaştırıp, işi kanmak isteyecekleri noktaya getirmekte zaten ustalar. Fakat kendi uydurduğu özel günlerden, sevgililer günü hediye krizi çıkınca şaşırmaca yok. Akrep'le kova anlaşamıyormuş, üzülme... Alışveriş yaparak rahatlanacağı illaki söylenmiştir. Sosyal medyada "benim olsuuuun" nidalarıyla paylaşılan trikolardan birine 2 balya para bayılacak, yine olmayacak. Neden hala mutlu olamadığının cevabını, daha kendine hayrı dokunmayan, fotokopi sertifikalı Yaşam Koç'unda arayacak insan. Hele ki evliyse, 2. evliliğini henüz sonlandırmış evlilik danışmanında alacak soluğu. Kanmaya gittikçe daha çok ihtiyaç duyan insan evladı Hayat Mühendisliği kursundan mezun olmuş alt komşusunun kapısını da çalabilir. Huzuru, tırnak yiyen yoga hocasının yanında da arayabilir.

Kim bilir?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu da geçer Ya Hu

Ege kralı…

Bodrum’da 1 yılın ardından