Bodrumlu

2012 Temmuz'undan beri yazdığım bu güncenin, beni güneye taşınmak üzere dantel gibi işlenmiş bir planı anlattığını iddia edemem ama geldiğim son noktada sabrımı ödüllendirdiğini pekala ilan edebilirim. Kurulan onlarca hayal, defalarca değişen fikirler, akıl çelinmeleri, şaşmalar, doğru damarı bulmalar arasında aldığım yol beni nihayet istediğim yere getirdi. Dolayısıyla bu günce de tüm sürecin hafızası olarak görevini layığıyla yaptı. Konu edilmiş 86 yazı ve çizilmiş 1500'den fazla resmin ardımda parlak bir iz bıraktığına artık inanabilirim. Öyle ki, aynı iz Hülya ile ikimizi yeni hayatın eşiğine kadar da taşıdı. Geriye o eşikten içeri adım atmak kaldı.

Geçtiğimiz hafta, yaşayacağımız evi seçmek üzere Bodrum'a uçtuk. Reklam olacak belki ama Atlas Jet'i tercih ettiğim için de mutluyum. Son uçuşlarımı yaptığım Pegasus Havayolları'ndan fersah fersah iyiler. Dar ve sıkışık koltuklarda seyahat etmek bir yana misafirperverliği parayla satın alınan bir hizmete dönüştüren Pegasus'la bir daha uçacağımı sanmıyorum. Neyse, konumuza dönelim... İlk kez, geniş zamanda hareket etmek üzere biletlerimizi Cumartesi gününe almıştım, iyi ki de öyle yapmışım. Cuma akşamlarına uçuş koyduğum her vakit derin bir stres yaşıyordum ki son Dalaman seferim İstanbul trafiği yüzünden kabusa dönmüştü. Ayrıca sadece günü değil, ulaşım tercihimizi değiştirdiğimizi de not düşeyim. Biraz kalabalık olsa da toplu taşıma ile havaalanına gitmek hem daha çabuk hem daha ucuz oluyor.

Uçaktaki yerimizi aldık, ver elini Bodrum...
Hülya'yı bilmem ama benim havam havaalanında değişiyor

Hani bir laf vardır; "Futbol asla sadece futbol değildir" diye... Aynı sözü "Bisiklet sadece bisiklet" değildir diye düzeltmek isterim. Çünkü Bodrum'da ev arama faslına geçmeden önce, Gökçukur Yaylası'nda geçirdiğimiz ilk geceyi atlarsam hem bizi davet eden Levent Bey'e, hem de ev sahipliğini üstlenen Önder Bey'e ayıp etmiş olurum. İlk bisiklet turumdan beri beraber pedal bastığım Levent Bey, nasıl hayatımda önemli bir köşeyi tutmuşsa katıldığım son turda tanıştığım Önder Bey de yine bisiklet sayesinde yaşamıma girmiş oldu. Kapa parantez. O akşam Gökçukur'da iç titreten bir ayaz olduğu kadar, 2 dev ateş, sohbet, kahkaha, bol meze ve elbette rakı da vardı. Gece çift battaniyelerimize dürüm gibi sarınıp uykuya dalarken rakıdan çok 1700 metredeki oksijenden çakır keyif olmuştuk. Sabah kuvvetli bir kahvaltının ardından, TRT vericisinin bulunduğu 2000 metreye yürüyüş yapıldı. Dönüşte karpuz kesildi, kavun ikram edildi. Kısacası her anı güzel hatıralar bıraktı.

Gökçukur Yaylası bana İskandinav ülkesi hissi veriyor.
Gece o kadar soğuktu ki battaniyelere sarınıp ısındık. Hülya'nın sabah şekerlemesi her şeyi özetliyor.
Bisiklete binen insanların yolları illa ki bir yer de kesişiyor.
2000 metre öz çekimi... Levent Bey, Hülya ve ben

Yalıkavak'a biraz da annemin rahatsızlandığı haberiyle akşamüstü vardık. Yüzüne neye karşı olduğunu bilediğimiz ama alerjik olduğunu düşündüğümüz büyücek bir şişlik oturmuştu. İçine annem kaçmış başka bir kadın diye tarif edersem abartmış sayılmam sanırım. Muayene, tahlil ve raporlar için üstüste birkaç sabah hastaneye gideceğimizi, doktorunun başlattığı randevu zincirinden tahmin edemezdik elbet. 3 gün boyunca her sabah önce Acıbadem Hastanesi'nde annemi beklerken kahvaltımızı yapıp, ardından asıl mesaimize başladık. Yaşayacağımız evi bulacaktık.

Annemin Yalıkavak'ta oturduğu ev bilinç altımızda referans olarak kabul görmüştür.
Acıbadem kahvaltılarından sonra köy kahvaltısı şahane oldu. Parpali Ortakent

Yalnız, İstanbul'un arka bahçesi oldu diye Bodrum'da ev bulmanın kolay olduğunu düşünenler fena halde yanıldılar. Üstüne de, aynı hafta içinde ev tutma mecburiyetimiz olunca işimiz iyice zorlaştı. Bayram öncesi gibi bir zamanda olmak da şanssızlık sayılabilir. Çünkü konuştuğumuz pek çok kişi, iki hafta sonra hem boşalacak ev sayısının artacağını, hem de kiraların hissedilir şekilde düşeceğini söyledi. Yapacak başka bir şeyimiz yok. Bir de her yeni gelen, buradaki satış/kiralama davranışını hatta refleksini iyiden iyiye değiştirmiş. Biz de buraya taşınarak, bizden sonra geleceklerin önündeki engele okkalı taş koymuş oluyoruz. Mesela "senelik peşin kira" verme bilgisi bizden evvel taşınanlar sayesinde neredeyse kurumsallaşmış. "Aman" dedi bilenler, "alıştırmayın". Gel gör ki uzmanı olmadığımdan bizim ev bulma işi, kendi küçük hikayesini yazmaya muktedir oldu. Yeni geleceklerin işi daha da zor olacak...

Gösterilen komik evler bizi yorduğu kadar eğlendirdi de...
Bodrum'a her gün indik.
Mesai sonunda günü, Yalıkavak Rahat Bar'da bira eşliğinde değerlendirdik.

Köy evinden, müstakile, daireden, site dublekslerine kadar geniş bir yelpazeyi taradık. Başta amacımız Bodrum'a yakın oturmaktı. Fakat evleri gezdikçe iki çeşit seçenek olduğunu gördük. Ya İstanbul'da yaşadıklarımıza benzer 20-30 yaşında yazlıklar ya da garsoniyere benzeyen pansiyon tadında daireler bulduk. Bana kalırsa Bodrum ruhu merkezi terk edeli epey olmuş. MFÖ'nün meşhur Bodrum şarkısı, buraların şimdiki duygusunu anlatmaktan çok uzak.

Bir kere çok konuşan komisyoncudan inceden kıllanmak lazımmış onu gördüm. Böyle bir genelleme yapmaktan utansam da kendimi yazmaktan alıkoyamıyorum. Çünkü orada bir ağızdan girip burundan çıkma ve aşırı samimi olma çabası var. Hayır kardeşim ben seninle neden taşındığım evin balkonunda mangal yapayım? Senin işin bana ev göstermek, ahbap olmak değil. Çenebaz emlakçılar arkadaş olmak suretiyle kendilerine bir yol açmak isteseler de yollarını buradan bulabiliyorlar mı emin değilim. Samimiyetsizlikleri o kadar belli oluyor ki anlamamak için aptal olmak gerek.

Konuşmayan komisyoncu ise tok satıcı denen türden oluyor. "Karar vereceksen ver, benim işim gücüm var" gibi davranıyorlar. Gösterilen ev sayısı 1-2 taneyi geçmiyor ve kendinizi genelde masraflı evleri dolaşırken buluyorsunuz. Ev sahibine atılan topların kolayca taca çıktığını da söylemeliyim. Çünkü laf arasında ev sahiplerinin yurt dışında yaşadıkları ağızdan kaçıveriyor. Kısaca bozulacak termosifon için İngiltere'yi aramak hem mantıklı hem de ekonomik değil. Daha da özetle tek başınasınız...

Sabah yürüyüşleri sürprizlerle doluydu.

Bodrum'a gelmemize ön ayak olan Serdar Benli'nin tavsiyeleri, Tuna'nın rahatlatan analizleri, kadim dostum Reşat'ın Bodrum penceresinden bakarak yaptığı yorumları olmasa kendimizi iyice yalnız hissedebilirdik. Az evvel "Bisiklet sadece bisiklet değildir" demiştim ya, neredeyse koca bir öğleden sonrasını, ev bulmamız için bize yardım etmek için ayıran Levent Bey, yine 'Gökova Bisiklet Turu'ndan tanıdığım Teoman Ağabey'in desteklerine minnettarım. Her ne kadar göremesem de Yerküpe Turu'ndan Bahadır Bey de sağ olsun sorup soruşturdu. Ev bulamayacağız galiba diyerek inceden tutulduğum panik havasını gösterdikleri dostlukla dağıttılar...

Yaka Evler'de şu üst katı pek bir beğendik

Uzatmayacağım. Uzun bir koşuşturmanın ardından evimizi seçtik nihayet. Ortakent Yakaköy’de halen yapımı süren Yaka Evleri'nde yaşayacağız bundan böyle. Ruhu içine zarif dokunuşlarla üflenmiş bu cici evler daha en başından kalbimizi çalmıştı. Her ne kadar Bodrum'a yakın oturalım diye düşünüp uzağına düştüysem de bizzat Bodrum'un bize orayı işaret ettiğine inanıyorum. Çünkü sadece seçtiğimiz evin içinde kendimizi hayal kurarken buluverdik. Diğerleri gibi hakkı yenmiş, yıpranmış ve üzgün durmuyordu. Önemli bir detay; devam eden inşaat nedeniyle eve Kasım sonu gibi yerleşebileceğimizi öğrendik. Bizim takvimimize göre bu bir ay erteleme anlamına geliyor ki ben bir dakika bile İstanbul'da durmak istemiyorum. Ayrıca adı konmuş bir bisiklet turu var. Bu nedenle belki bir ay kadar Yalıkavak'ta ikamet etmek en kolay çözüm olacak gibi duruyor. Hem bakarsın taşınma tarihimiz, doğum günüme bile denk gelebilir, kim bilir!

Korkulukları ve eksik detayları tamamlanınca daha da cici gözükecek gibi duruyor
Geniş bahçesi benim için büyük bir şans
Hülya da ben de burada mutlu bir yıl geçireceğimize inanıyoruz
Gördüğümüz onca ev içinde bize hayal kurduran tek evin mutfak ve salonu
-Tamam mı? -Tamam!
Hayat burada geçeceğe benziyor
Bizden bir kaç gün evvel Bodrum'a taşınan sınıf arkadaşım Burak'la ilk kutlamayı da yaptık.

Ayaklara kara sular inmişken bir kere bile denize girmediğimiz gerçeği yanında, sözleşmiş, el sıkışmış ve hatta artık Bodrumlu olarak İstanbul'a dönmüş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. 2012'de bu güncenin ilk yazısında "zaten finalde de buralardan kaçıp kaçamayacağımı birlikte göreceğiz!" demişim. Kendime verdiğim bir sözü tutmanın gururunu taze taze yaşıyorken, bu süreci benimle birlikte izleyen, destek veren, yorum bırakan, mail atan herkese teşekkür etmek isterim. Bodrum'a da beklerim...

Yorumlar

  1. Yazınız içinde bulunduğum tedirginliği net bir şekilde görmemi sağladı.Umarım ben de hayâlimi gerçekleştirir,artık ben de Bodrumluyum diyebilirim.Keyifli,mutlu günler dileklerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dilekleriniz için teşekkür ederim. Ben de hatırı sayılır bir süredir hayalini kurduğum Bodrum için çalışıyorum. Eyleme geçmedikçe hayallerin pek bir işe yaramadığını söyleyebilirim. Umarım siz de hayalini kurduğunuz Bodrum için o ilk adımı atarsınız. İnanın bana gerisi geliyor. :) Sevgilerimle...

      Sil
  2. Hayirli olsun Coka. Cok sevindim. Ev inanilmaz!

    YanıtlaSil
  3. Çok sevindim hayalinizin gerçekleştirmenize. Eviniz gerçekten içinize değecek kadar var. Mutlu mutlu oturmanız dileğiyle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkürler... darısı sizlerin başına :)

      Sil
  4. ev çok güzel gözüküyor. kira nasıl acaba??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bodrum içinde kötü evler için istenen fiyatla aynı.. Üst limitimiz olarak tesbit ettiğimiz 1500 TL yi tuttuk...

      Sil
  5. Gönlünüze göre ev bulabilmenize çok sevindim :)
    Orada çok ama çok mutlu, masal gibi bi' ömür geçirmeniz dileğimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim... :)

      Sil
  6. Geçen Haziran ayında Bodrum'a taşınmış biri olarak, geçen sene ev arama telaşımızı, bulunca yaşadığımız sevinci yazınızla birlikte tekrar yaşadım. İlk isteğimiz Bitez olmasına rağmen, biz de Ortakent'i tercih ettik. Biz çok memnunuz Ortakent'den, umarım sizin de gönlünüze göre olur.

    Keyifli ve huzurlu bir hayat sürmeniz dileğiyle, Bodrum'a hoşgeldiniz.

    not : buraların eskisi oldum da birilerine hoşgeldiniz diyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu şimdi yanıtlayabildim kusura bakmayın, malum zaman daralmıştı ve hazırlıklarımızı tamamlamayla meşguldük. Keyifli ve huzurlu bir hayat dileğinizi seve seve kabul ediyorum. Ve ben de size hoşbulduk diyorum... Teşekkür ederim:)

      Sil
  7. Hayallerinizi gerçekleştirebildiğini için tebrik ederim. Umarım bende sizler gibi hayalimi gerçekleştirebilirim

    YanıtlaSil
  8. Öncelikle tebrikler. İnsanların hayalleri için adım attıklarını görmek çok güzel. Şu an için ev kira durumları nasıl acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. uğur bey kiralar konusunda pek bir bilgim yok. kendi oturduğum siteyi referans alırsam 2000-2500 liralara çıktı diyorlar. sanırım yaşamayı düşündüğünüz bölge ve tutmak isteyeceğiniz eve göre 1500tl'den yukarıyı düşünebilirsiniz

      Sil
    3. Teşekkürler cevap için. Önümüzdeki yaz dönemi için uygun okullar olursa eşimle birlikte yerleşmeyi düşünüyoruz. Tüm yazılarını sırayla açtım, 3-4 gündür okumakla meşgulüm :) Şu an belki taşınmış bile olabilirsiniz (son okuduğum yazıda Selimiye fikri vardı) ama sırayı bozmadan blogu bitirmeye çalışıyorum :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu da geçer Ya Hu

Ege kralı…

Bodrum’da 1 yılın ardından