Kayıtlar

Eylül, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bodrumlu

Resim
2012 Temmuz'undan beri yazdığım bu güncenin, beni güneye taşınmak üzere dantel gibi işlenmiş bir planı anlattığını iddia edemem ama geldiğim son noktada sabrımı ödüllendirdiğini pekala ilan edebilirim. Kurulan onlarca hayal, defalarca değişen fikirler, akıl çelinmeleri, şaşmalar, doğru damarı bulmalar arasında aldığım yol beni nihayet istediğim yere getirdi. Dolayısıyla bu günce de tüm sürecin hafızası olarak görevini layığıyla yaptı. Konu edilmiş 86 yazı ve çizilmiş 1500'den fazla resmin ardımda parlak bir iz bıraktığına artık inanabilirim. Öyle ki, aynı iz Hülya ile ikimizi yeni hayatın eşiğine kadar da taşıdı. Geriye o eşikten içeri adım atmak kaldı. Geçtiğimiz hafta, yaşayacağımız evi seçmek üzere Bodrum'a uçtuk. Reklam olacak belki ama Atlas Jet'i tercih ettiğim için de mutluyum. Son uçuşlarımı yaptığım Pegasus Havayolları'ndan fersah fersah iyiler. Dar ve sıkışık koltuklarda seyahat etmek bir yana misafirperverliği parayla satın alınan bir hizmete dönüştüre

Hadi ben kaçtım

Resim
Malum Bodrum'a bisikletle gidiyoruz. Sosyal medya marifetiyle duyurularımızı, paylaşımlarımızı da yaptık. Derli toplu bir tur için hemen hemen her şeyimiz hazır sayılır. Ekibi beşe tamamlayan arkadaşlarım antrenmanlarını yapmaya devam ediyor ve birlikte gün sayıyoruz. Başından beri beni takip edenler biliyor olsa da merak edip güncemi yeni ziyaret edenler için kısa bir özet geçme gereği duydum. Çünkü tura dair paylaşım, söylem veya eylemimizde burayı referans gösteriyoruz. 8 aydır pedal basan biri olarak bu güncenin aslında bisikletle uzaktan yakından alakası olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Benim derdim başından beri başımı kaldırdığımda ufuk görebilmek Hadi Ben Kaçtım, İstanbul'dan taşınmaya çalışmamla alakalı süreci anlattığım bir günce. Nasıl pek çok insan güneye yerleşip küçük bir kafe açma hayali kuruyorsa ben de 2003'ten itibaren yeni bir hayat alternatifi hakkında planlar yapmaya başladım. Önceleri gidip gelmeli, yazlık mantığında bir kurgu için hazı

Notlar

Resim
Günleri saymaya hala başlamamak şaşkınlıktan mı heyecandan mı bilemedim şimdi. Cumadan cumaya sıçrayarak tüketildiğinde çabuklaşmak yerine kuyruğunu kovalayan bir kediye dönüşen zaman mı beni kandıran? Oysa zaman durmuyor yorulunca duran kedi gibi. Akıyor da akıyor. Ben de kıyısında durmuş seyrediyorum. Şunun şurasında taşınmaya ne kadar kaldı ki? Beni bu kadar hareketsiz kılan nedir bulamadım. Aramızdan zaman akadursun, tam karşımda Bodrum'a götürmek istemediğim kitaplarla dolu bir kitaplık. Hadi onu geçtim, Püskül'ün her bir köşesini tırnakları için kullandığı, ev hayatımın dörtte üçünü üzerinde geçirdiğim, harap düşmüş kanepem. Hiç bir yere gitmemek üzere durduğu yere çakılmış sanki. O da duruyor. Üstünde ben, duruyoruz... Bizi yerimizden oynatabilene aşk olsun. Bu kanepe Beşiktaş'tan Galata'ya oradan da Bebek'e geldi. Sırada Bodrum var. Kafadan olsa da ev hayatımın %62.4'ü kanepede geçiyor diye hesapladım İki cumartesi önce ani bir kararla kanepe,

Sana dün bir tepeden baktım aziz Muğla

Resim
Yerimde bir başkası olsa vazgeçer, kimse de haksızsın diyemezdi. Hatta o kişi her şeyi yıldızlara, kuantuma, hayra, ota boka bağlasa yine de hak verirdim. Biraz abartmama izin verirseniz, İstanbul'un, kendisi için yazdığım, çizdiğim ve söylediğim her şeyi tamamen yanlış anlayıp, alıngan ve bununla gelişen kötücül bir karşılık verdiğini söylerdim. Oysa alt tarafı havaalanına gidecektim. Ben havaalanına gidedurayım, Muğla Bisiklet Derneği'nin 5.sini düzenlediği Kavaklıdere-Yerküpe turunun ilk günü tamamlanmıştı bile. Saat itibariyle kamp alanına çadırların atıldığından da eminim. Ben takside kös kös trafiğin açılmasını beklerken, tur katılımcıları yemek yiyor olmalıydılar. Davetini seve seve kabul ettiğim Levent Bey'in "sizi ben karşılarım" dediğinde Yatağan'dan, Dalaman'a geleceğini hesaplayamamışım. Dalaman'a, üstelik daha ucuz diye bilet almak büyük aptallıkmış. Üzerime ikinci bir ağırlık çöktü ve taksinin içinde iyice küçüldüm. Bu tur için ken