Kayıtlar

Şubat, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bebek vs Galata

Resim
Olmuyor. Yazımın başında öylece kalakaldım. Ne yazacaksam aklımdakiler sürekli uçuyor. Oysa bu durumu Galata'da hiç yaşamamıştım. Kağıdın başına oturdum mu yazıyor çiziyordum. Belki de buraya taşınmam üzerine yapılan yorum ve karşılaştırmalardandır, bilmiyorum. Tıpkı omuz üzerinden gazete okuyan adamın insanda yarattığı his gibi bir şey bu. Evet görünürde fiziki bir eylem yapmıyordur lakin omuzunun üzerinde ağırlığını hissedip sağlıksız nefes alış verişini duymak gazete okurken ki kusursuz kimyayı bozar. 2013'te yapılacaklar listemi böyle çizmiştim. Galata her şeyden çok uzaktı ve etrafımda sürekli fikir beyan eden insanlar yoktu. Bebek'e taşındığımdan beri "Hadi kurtuldun oralardan!" gibi sırt pıt pıtlayan, gevrek gülüşlü cümleler kuruluyor, sanki 2 sene hapis yatmışım gibi. Şu an oturduğum evi başkaları gibi Galata'dan daha güzel bulmuyorum. Bir karşılaştırma yapılacaksa, bunu benim yapmam daha doğru olur. Sonuçta orada yaşayan bendim. Filiz ve Ha

Yarı Bodrum

Resim
Bahçede köşeye sıkıştırılmış dar tarhlarından, göğe arsızca yükselen yabani defnelerin arasında bir cıvıltıdır gidiyor. Tam iki sene sonra yeniden serçelerle uyandım. Hülya hâlâ çok rahatsız olsa da keskin boya kokusuna alıştık gibi. Taşınalı bir kaç gün oldu. Lakin evdeki hayati ihtiyaçlarımız kırmızı alarm veriyor. İlk gün lavabolar takılmamıştı mesela. Tuvalet taşı konulmuş ama sifonsuz olmuyordu. Elektrik anahtarları ve prizler telle kontrol ediliyor, gece bütün ışıklar ana şalterden kapatılabiliyordu. Dolayısıyla buzdolabını çalıştıramadık. Böylece çözülmeye yüz tutmuş bir çok yiyeceği ilk günden anneme taşıdık. Perdenin de ne kadar önemli bir şey olduğunu, pencerede yüz yüze geldiğimiz meraklı seyircilerden anladık. Bugünse 4. gün. Giyindik, kuşandık ve annemlere duş almaya gittik sabah sabah. Herhalde tadilatı süren bir eve taşınırken olur böyle şeyler. Fotografı gören Sertan Özbudun "al sana yarı bodrum" diyerek bu yazının ilhamını verdi Banyonun ev içinde y