Neden vs Nasıl

Bu yazıyı yazmaya başladığım sırada, çizerek tuttuğum günlüğüm Cokabook'a 4 senede 1218 post girmişim. Merak edip de ayıklamadım ama 50-60'ı -hadi yuvarlak olsun 100'ü diyelim- fotoğraf, yazı vs. olsa geriye aşağı yukarı 1100 küsur çizim kalıyor ki bu rakam beni bile şaşırtıyor. Hadi sayıyı da bir kenara bırakalım, şöyle bir bakınca hayatım boyunca hiçbir konuda bu kadar odaklı ve disiplinli olmamışım. Nasıl bir noktaya geldimse artık, çeşitli nedenlerle çizemediğimde derin bir huzursuzluk duyuyorum.

my way
Bodrum'a temelli yerleşmek üzere yola çıkacağım günü böyle çizmiştim.
afternoon
Akşam üstü 5 rakısı güneyde anlam kazanıyor
will you come with me?
Hülya'nın da hayallerimin içinde olmasını istedim.

Aynı süre zarfında blog 224.523 kere tıklanmış. Bunun 159.996'sının kaynağı Türkiye. Aşağı yukarı %60'a %40 gibi bir oran. Blog üzerinden gelen soruların kabuk değiştirmesine bakarak bir müddet sonra bu oranın eşitleneceğini düşünüyorum. Çünkü "Nasıl?"ın, "Neden?"e oranı da %60'a %40. Bilimsel bir sonuç olmasa da soru biçimi coğrafyalara göre farklılık gösteriyor izlediğim kadarıyla. Kaldı ki iki soru da tarih içinde farklı yönlerde yer değiştirmişler. Doğunun "neden" ile ilgilendiğinde güneş doğudan yükselmiş. Batı "neden" diye sormaya başladığında ise çağ yenilenmiş. "Nasıl?" sorusu kimin elinde kaldıysa geriden gelen olmaya mahkum olmuş. Ne yalan söyleyeyim Polonya'dan gelen "Neden balina çizdin?" sorusuna yanıt vermek "bunu nasıl çiziyorsun?" sorusuna yanıt vermekten daha heyecan verici.


sueño de escapar
Balina nedenlerimi temsil ettiğinden gelip beni götüreceğine inanırım.
whale and paperboat
Kağıttan kayıksa hayallerimi temsil eder ya yüzer ya batar. Hemen yenisini kurarım.

Uzatmayalım. Bu blog yeni olduğundan soru trafiği henüz çok az. Haliyle yukarıdaki gibi detaylı oranlar vermek ve izlenimler çıkarmak için erken. Bu yazı hariç 33 yazı yazmışım. Hepsi de bu şehir, çevrem ve yaşadıklarımdan yola çıkarak içinde gitme nedenlerimi içeren hikayeler. Fakat yine de "nasıl?"lı sorular geliyor. Mesela akla ilk gelen soru "İstanbul dışında nasıl para kazanacaksın?" oluyor. Bu soru sahiplerinin de hayalinin, aslında güneyde ya da yurtdışında yaşamak olduğunu hemen anlıyorum. Lakin derhal bir reçete alma derdindeler sanki. "Nasıl?" sorusunun cevabı sorana nasıl yardımcı olacak bilemiyorum. Hayat kopyala yapıştır ile yürüyen bir sistem değil çünkü. İnsan oralarda "nasıl yaşarım?" diye soracağına "orada neden yaşamak istiyorum?" sorusunun peşine düşerse işler daha kolaylaşıyor.

"İstanbul dışında nasıl para kazanacağım?" sorusuna bir cevap daha önce (burada) yazmıştım. Elbette, şu anda yaptığım iş olan grafik tasarım yapmaya devam edeceğim. Bu konuda bir kaç yazı yazmış Serdar Benli'nin bloğunu takip etmenizi öneririm. Hayalini gerçekleştirmiş, tecrübeli birinin söyleyecekleri çok daha önemli. Hatta bu konu üzerine (burada) taze bir yazısı bile var. Yeni keşfettiğim ve içinde sorabileceğiniz pek çok sorunun yanıtını bulacağınızı düşündüğüm elveda ofis sitesine de göz atabilirsiniz.

Yorumlar

  1. bu kadar benziyor olmamız, seni bulmam beni biraz ürküttü sanırım...
    acaba hiç karşılaştık mı ki..

    YanıtlaSil
  2. bu söylediğin güzel bir şey, neden ürkütücü olsun ki? :) ve cevap veriyorum: hiç karşılaşmadık. hoşgeldin...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu da geçer Ya Hu

Ege kralı…

Bodrum’da 1 yılın ardından